Kısa Roma Tarihi ve En Geniş Sınırlar

can ermiş
6 min readJun 29, 2020

--

Tarihe merakı olan veya olmayan herkesin duyduğu, az da olsa bildiği bir imparatorluk olan Roma İmparatorluğu’na karşı benim ilgim biraz daha fazla olmuştur. Bunun birçok nedeni var ama galiba başlıca nedeni çok fazla iç karışıklık yaşasa da yıkılmadan yıllarca ayakta kalması. Hatta öyle ki krallık olarak başlayan serüven önce cumhuriyete ardından ise imparatorluğa döndü. Son olarak ise Batı Roma ve Doğu Roma olarak ikiye ayrıldı.

Roma Krallığı

Roma Krallığı M.Ö 753 - M.Ö. 509 yılları arasında iki yüz yıldan fazla süre ayakta kaldı. Antik Roma tarihçilerine Roma şehrini Romulus ve Romus kardeşler kurarak monarşi ile yönetmeye başladılar. Son yıllarda ise artan isyanlar ile kral gönderildi ve cumhuriyet kuruldu.

AS Roma kulüp logosu

Romulus ve Romus’un ikiz kardeş oldukları ve bir dişi kurt tarafından emzirildiklerine dair efsaneler vardır ve günümüz İtalya’sında hala yaygın şekilde kullanılır. Aynı dişi kurttan süt içseler de ileride anlaşmazlık sonucu Romulus’un kardeşini öldürdüğüne inanılır.

Bunun etkisiyle Roma kulubü de amblemine bu efsaneyi koymuştur. Ayrıca Roma gibi Siena kulubü de bu efsaneyi kullanmıştır. (SienaLogo)

Not: Romulus ve Romus’un hikayesi ilginizi çektiyse Meryem Aboulouafa — Breath of Roma klibini izlemenizi tavsiye ederim. Şarkı ve klip ile bu efsaneyi güzel bir şekilde işlemiş.

Roma Cumhuriyeti

Roma Cumhuriyeti’nin geçtiği dönem günümüze daha yakın olduğu için doğal olarak kaynaklar Roma Krallığı’na göre çok daha fazla ve çok daha kapsamlı. Özellikle son dönemleri daha belirgin yapıda. İnsanların da ilgisini çeken dönemler yine bu son dönemler çünkü bu dönemlerde Jül Sezar, Brütüs, Pompeius, Cicero, Marcus Antonius, Ocatavianus ve Kleopatra gibi en azından isimleri duyulmuş karakterler var.

Roma Cumhuriyeti M.Ö. 509 - M.Ö. 27 yılları arasında ayakta kaldı. Her yıl yurttaşlar tarafından seçilen iki konsülün başkanlık yaptığı bir hükümet, arkasında senato da olmak kaydıyla, Roma Cumhuriyeti’ni yönetmeye başladı. Cumhuriyetin ilk dönemlerinde Roma’dan çıkarak İtalya’ya oradan da akdeniz coğrafyasına ilerlemeyi başardılar. Yunanistan, İber yarım adası ve Kuzey Afrika bu dönemlerde topraklarla katıldı ve Fransa topraklarında Galyalılar ile mücadele de bu dönemde başladı.

M.Ö 100 yılında sarı ve yeşille gösterilen tüm alanlar alınmıştı.

Roma Cumhuriyeti’nin son dönemlerinde kurulan İlk Timurvirlik yavaş yavaş çatlamaya başlamıştı. İlk Triumvirlik; Pompeius , Sezar ve Crassus ile kurulan üçlü ittifak sistemiydi. Anlaşmaya göre Pompeius konsül olacak, Sezar iki sene sonra konsül olup süresi bitince beş yıllığına Galya valisi olacaktı. Crassus ise sonra konsül olacaktı. Pompeius Roma‘da kalıp şehri yönetirken, Sezar ise lejyonerlerle birlikte savaşlara katılıp ününü arttırıyordu. Sezar Galyalıları yenerek Fransa’yı komple almış oldu. Sezar konsül olduktan sonra çıkarmaya çalıştığı yasaları engelleme çalışmaları, Cicero-Cata-Sezar üçgeni ve Sezar’ın didaktörlüğe doğru gittiğini düşünen senatonun tavırları nedeniyle zorlu yıllar başlamıştı. Huzursuzlukların ardından Sezar’ın kızı yani Pompeius’un eşi doğum sırasında ölünce ortaklık tamamen bozulmuş oldu. Senato tarafından Sezar’ın silah bırakmazsa cumhuriyet düşmanı yani hain olacağına dair karar çıkarıldı. Bunun üzerine Sezar güçlü ordusuyla beraber, yasaları da çiğneyerek Roma’ya doğru yola çıktı. Büyük bir iç savaş beklenirken Pompeius’un Yunanistan’a çekilmesi ile Sezar savaşmadan Roma şehrine gelmiş oldu. Tüm bu süreçte Sezar’ın sağ kolu ve 13. lejyon olarak adlandırılan en önemli ordunun komutanı Marcus Antonius da birden kendini en önemli ikinci adam konumunda buldu.

Galyalılar ve Romalılar

Yavaş yavaş Roma Cumhuriyeti’nin sonu gelmeye başlasa da bunu hızlandıran birkaç büyük olay daha oldu. Birbirine zincirleme bağlı olan bu olayların başlangıcında Sezar’ın M.Ö 44 yılında kendisini daimi dikdatör ilan etmesiyle başladı. Yine aynı yıl Cassius ve Brütüs’ün liderlik ettiği senatoda yer alan cumhuriyet destekçileri Sezar’a suikast düzenledi ve Jül Sezar’ı senatonun içinde bıçaklayarak öldürdü. Diktatörü öldürerek cumhuriyeti kurtardıkları için mutlu olsalar da bunu senatonun içinde yaptıkları için büyük de tepkiyle karşılaştılar. Hatta Roma halkının Sezar’ın ölmesini istediği bilinse de onun senatoda bıçaklanarak ölmesine ön ayak olan Brütüs’e karşı nefret daha ağır bastı. Halkın gözünde kahraman olmak isteyen Brütüs aksine bir baba katili olmuştu. Bu suikastın sonrasında doğal olarak çıkan iç savaş durumu daha da kötü bir hale getirdi.

Sezar’ın suikastı

Sezar’ın ölümü ile başa kimin geçeceği net değildi. En büyük adaylar cumhuriyetcilerin destekçisi Brütüs olsa da halkın ona büyük tepkisi vardı. Çünkü senato içinde kan dökmüştü ve Roma halkı için çok kutsal bir meseleydi. Diğer aday ordunun da gücünü arkasında hisseden Marcus Antonuis. Diğer yandan Sezar’ın evladı ilan ettiği yeğeni Gaius Octavianus da güçlü adaylardan biriydi. Sonuç olarak Brütüs Roma’dan kaçtı ve Antonius, Octavianus ve Lepidus İkinci Triumvirlik’i kurdular. Burdan sonrasında önce Antonius ile askeri ittifak kurup Brütüs ile olan savaşı kazanan Octavianus sonrasında anlaşmazlık nedeniyle savaşa girdiği Antonius’u bir kere yenerek onu Mısır’a kaçmaya zorladı. Mısır’da Kleopatra ile güçlerini birleştiren Marcus Antonius M.Ö 31 senesinde Aktium Deniz Muharebesi’nde Octavianus’a yenildi. Yenilgi sonrası Antonius ve Kleopatra intihar ettiler. Artık imparatorluk derecesi yükselen Octavianus’a “Ulu” anlamına gelen Agustus ismini almıştır. Böylece artık bir imparatora sahip olan Roma da M.Ö. 27 yılında Roma Cumhuriyeti’nden Roma İmparatorluğu’na geçiş yaptı.

Not1: Roma Cumhuriyeti’nin geç dönemini merak ettiyseniz Rome dizisini aşırı tavsiye ederim. Hem senato ve siyasi yapısını hem de Roma sokaklarındaki yaşamı gayet güzel şekilde anlatmış çok başarılı bir dizi. Askeri yapıdan, ticari yapıya, kölelik ve cast sitemine kadar çok geniş bir yelpazesi var. Dizide Sezar - Pompeius çekişmesi, Sezar’ın suikasti, Octavianus’un mükemmel senato konuşması ve cumhuriyetin yıkılması gibi tarihi birçok olaya değinilmiştir.

Not2: Roma Cumhuriyeti döneminde III. Köle Savaşı da okunması, bilinmesi gereken bir konudur. Bu büyük köle isyanının başını da Spartacus çekmiştir. Buradan Spartacus’e de selam söylemiş olalım.

Roma İmparatorluğu

Roma Krallığı’na biraz, Roma Cumhuriyeti’ne biraz daha fazla değinmeye çalıştım ancak Roma İmparatorluğuna pek girmeden M.S. 117 senesine geçmek istiyorum.

İmparator Nero’nun (Roma yanarken lir çalan imparator) 68 yılında intihar etmesinden sonra Dört İmparator Yılı’na girilmiştir. Bu imparatorluğunun ilk iç savaşı oldu.

Aslında Roma tarihini anlatacak kadar ne yetkinliğim ne de gerekli birikimim var. Yukarıda anlattıklarımın hepsi asıl konuya geçiş yapmak için birkaç bilgi vermek amacıyla başladığım ama her seferinde “burda bırakırsam olmaz”, “dur şu konuya da değinmek lazım” diyerek uzattığım kısım. Binlerce yıl süren Roma tarihini bir makale ile anlatmak veya özetlemek çok zor. Benim asıl değinmek istediğim kısım, en geniş sınırlara ulaştığı 117 AD dönemi. Çünkü inanılmaz bir yayılma ile durdurulmaz bir güç haline gelmişlerdi. Batı sınırında Kuzey Atlantik Okyanusu’na ulaşana kadar ilerlediler. İspanya ve Portekiz’i de aldıktan sonra batı tarafında kara sınırları bitmiş oldu. Ondan sonrası zaten okyanus. Güneyde Kuzey Afrika kıyılarını ve günümüz Mısır sınırlarını; doğuda ise günümüz Türkiye ve Suriye sınırlarını alarak kara bağlantısını sağlamış oldu. Kuzey de ise İngiliz Kanal’ını aşarak Britanya’yı topraklarına kattılar.

117, Roma İmparatorluğunun ulaştığı en geniş sınırlar.

117 yılına gelmeden biraz öncesini ele alırsam eğer çok kısa bahsetmek çok zor olacak. Az sonra yazdıklarımda fazlasıyla eksik yerler olduğunu bilin. İmparatorluk zamanında yönetimi elinde bulundurma işleri hanedanlık gibi çok karışık bir sistemle idare edildi. Hanedanlık işte, bir ailenin soyunun devam etmesiyle otomatik devam eder gibi düşünmeyin bundan çok daha karışık. Çünkü o dönemler de tek bir hanedanlık yönetmemiş, yönetim birden fazla hanedanlık arasında el değiştirmiştir. Ayrıca evlatlık alma işleri de aslında hanedanlığı bozan bir işlem olmuştur.

İşte bu sayede Nerva’nın evlatlık olarak aldığı ordu komutanı Trajan imparator olabildi. Nerva dönenimde doğuda olan isyanlar ve Ermenistan’a bir seferin şart olması üzerine doğuya doğru yöneldi. Doğu seferi sonucu Ermenistan, Babil ve Mezopatamya’yı alarak en geniş sınırlara ulaştıran imparator olmuş oldu.

Trajan 117 senesinde öldükten sonra yerine geçen Hadrianus toprakları daha da genişletemedi. Hatta genişletmeyi bırakalım Mezopotamya’dan geri çekildi. İmparatorluğu boyunca daha çok karışıklıkları engellemek ve topraklarını savunmak üzerine çalıştı.

395 yılına kadar gerileyerek devam eden Roma İmparatorluğu ikiye ayrılmak zorunda kaldı. Batı Roma İmparatorluğu 476 yılına kadar, Doğu Roma İmparatorluğu ise 1453 yılına kadar ayakta kaldı. 1453 yılında bilindiği gibi İstanbul’un fethi ile imparatorluk tamamen son buldu.

Sonuç olarak 6.000.000 km² genişliğe kadar çıkmış bir Roma İmparatorluğu üç kıtaya da yayılmış ve neredeyse Avrupa kıtasını komple hükmetmişti. Kıyas yapmak için örnek olarak Osmanlı İmparatorluğu’nu vermek gerekirse Osmanlı İmparatorluğu en iyi döneminde 5.200.000 km² genişliğe hükmetmiştir.

Kansız Kvothe — Selim Can Ermiş @2020

--

--